Başarı odaklı olan bir işletme sahibi, risk almaya istekli olmayı, finansal fedakarlığı, inanılmaz miktarda sıkı çalışmayı ve belki de hepsinden önemlisi, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için iyi tasarlanmış bir planın oluşturulması ve yürütülmesi gerektiğini bilir. Plan, gitmek istediğiniz yere giden bir yol haritasıdır. Plansız çok çalışmak sizi hiçbir yere götürmez. Zamanınızı, paranızı ve enerjinizi en iyi şekilde kullanmak için sadece ne yapacağınıza değil, aynı zamanda istediğinizi elde etmek için en iyi nasıl gideceğinize de karar vermeniz gereklidir. Ekibinizi yönetmek ve büyütmek, yeni bir şube açmak, çalışma saatlerinizi azaltmak veya tekliflerinizi genişletmek olsun, sürecin her adımını yönlendirecek bir yol haritası oluşturmanız gerekir.
Bir plan yapmaktan bahsetmek, gerçekten bir plan yapmaktan daha kolaydır. Karşılaşacağınız ilk sorunlardan birisi, belirli görevlere nasıl öncelik verileceğini belirlemektir. Bu kararı vermenize yardımcı olmanın bir yolu, elde etmeyi umduğunuz şey üzerinde ne kadar kontrole sahip olduğunuzu değerlendirmektir. Bu yüzden neleri kontrol edip edemeyeceğinizi anlamak iyi bir başlangıç noktasıdır. Bu noktadan sonra planınızı üç kategoriye ayırabilirsiniz: “ihtiyaçlarınız”, “istekleriniz” ve “yapmak istedikleriniz”. Çeşitli önceliklerinizi bu şekilde kategorize ederek, neyin önemli olduğunu daha iyi anlayacaksınız.
İhtiyaçlar: “İhtiyaçlarınız”, işinizin devam etmesi için en önemli temelleri temsil eder. Faturaları ödemek, ürün elde etmek, aylık kar elde etmek bunların hepsi, işletmenizin onsuz yaşayamayacağı şeyleri temsil eder. Bir “ihtiyaç” her zaman önceliğiniz olmalı ve kendinize koyduğunuz hedefler bu ihtiyaçları karşılamayı tehlikeye atmamalıdır.
Örneğin, diğer görevlerinizi gerçekleştirmek için zaman kazanabilmeniz adına günlük rutinlerinizin bir kısmını diğer çalışanlara delege etmek istediğinizi varsayalım. Birini iş için gerçekten işe almadan önce, o kişinin eşit performans gösterebileceğinden ve işin yükümlülüklerini yerine getirebileceğinden kesinlikle emin olmanız gerekir. İşinde sorumluluk sahibi olmayan bir kişiyi işe almanız, özellikle yönetim rolündeyse, kârlılığınıza önemli miktarda zarar verebilir.
İstekler: “İstekleriniz”, elde etmeyi amaçladığınız şeyi temsil eder. Bunları kısa vadeli motive ediciler olarak düşünebilirsiniz. Bu, kişisel bir hedefe veya iş odaklı bir hedefe atıfta bulunabilir. Örneğin, yıllık satışlarınızı %25 artırmak veya çeyreğin sonunda tatile çıkmak isteyebilirsiniz. “İstek” kısa vadede rotanızı belirlemenin harika bir yoludur ve hem kendinizi hem de ekibinizi daha yüksek seviyelere motive etmede çok faydalı olabilir. Bununla birlikte, bir isteğin sizin için mutlaka bir öncelik olmadığını ve gerçek başarıya ulaşmanız için gereken uzun vadeli vizyonu sağlamayacağını hatırlamak önemlidir.
Yapmak İstenenler: “Yapmak istedikleriniz”, işletmenizin gitmesini istediğiniz yöne ilişkin uzun vadeli planınızı içeren kategoridir. Bir “istekten”ten farklı olarak, “istiyorum”, işinizin alt satırında çok daha önemli bir etkisi olacak bir başarıyı içerir. Yeni bir pazara açılmayı veya işinizi ilk kez franchising etmeyi düşünün. “Yapmak istiyorum”, nihayetinde uzun vadede yol gösterici gücünüz olacak ve ideal olarak “istekleriniz” ve “ihtiyaçlarınız”, elde etmeyi umduğunuz şeyle uyumlu olacaktır. “İhtiyaçlarınız” sadece karşılanıyorsa, “isteklerinizi” tatmin edemeyecek veya “isteklerinizi” gerçekleştiremeyeceksiniz. Her zaman daha fazlasını hedefleyin. Başa baş yerine, yıl sonuna kadar %20 kâr elde etmeyi isteyin. Ardından, işinizi büyütmek, daha fazla müşteri çekmek için bu kârları kullanın!
Bu üç tür önceliğin her birinin büyüme planınızda kendine ait önemli bir rolü vardır ve bunları birbirleriyle uyum içinde tutmak, başarılı işlerde çok önemli bir temeldir. Planlarınızı oluştururken ve uygularken bu öncelikleri nasıl dengeleyeceğinizi anlarsanız, her şeyin ne kadar sorunsuz çalıştığına sizde şaşıracaksınız.
Planlama koçu ile çalışıp; işletmeniz için daha doğru kararlar almak isterseniz benimle iletişime geçebilirsiniz.